Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Tahsin KAVAK


ZIPKINCI DEDE AVLAMAK KOLAY

Marmara´da, Erdek´in karşısında-köyümün sahilinde hiç ahtapotla karşılaşmadığım için, ahtapot avlama olanağı bulamamıştım.


Marmara´da, Erdek´in karşısında-köyümün sahilinde hiç ahtapotla karşılaşmadığım için, ahtapot avlama olanağı bulamamıştım. İlk ahtapotu Fethiye Körfezi´nde Küçük Kargı Koyu´nda avladım.
1978 yılında, televizyonların BAM TELİ program yapımcısı Tayfun Talipoğlu´nun babası dostum Yunus Yalçın
Talipoğlu ailesiyle, Fethiye Küçük Kargı Orman Kampında buluştuk. Kendi çadırlarımızda barınarak ve bir arada yiyip-içerek, güzel bir kamp dönemi geçirdik.
Tayfun, o yıllarda ortaokul öğrencisiydi.
Ben, yine zıpkınımla balık avlama turlarına çıkıyordum.
Fethiye´nin vahşi deniz ortamını yadırgıyor, bazen ürkütücü anlar yaşadığım da oluyordu. Örneğin, bir gün kayalar arasında yüzerken, iri bir müren, kayadan yarı gövdesine kadar, bana saldıracakmış gibi çıkarak beni çok korkuttu. Mürenin dişleri o kadar korkunç ve yakınımdaydı ki, bana saldıracak sandım. Bereket versin müren, tekrar kendini kayanın içine çekti de, ben korktuğumla kaldım.
İşte bu av turlarının birinde, yine kayalar arasında benden kaçmayan değişik bir yaratık gördüm. Zıpkınımı uzatarak tetiğe bastım. Tetiğe basmamla birlikte, zıpkının gittiği yeri koyu bir duman kapladı. Daha önce hiç
karşılaşmadığım bir şeydi. Şaşıdım ve ürktüm. Duman dağılınca zıpkının ipini çektim, zıpkın geri gelmiyordu.
Zıpkının ipini gevşetince bu kez, el koyduğu zıpkınımı bana vermek için ortaya çıkmış gibi, çok kollu bir yaratıkla karşı karşıyaydım. Hemen, ilk ahtapotumu vurduğumu anladım.
Zıpkınımı demirinden kavrayarak ve ahtapotun ürkünç kollarını kendimden uzak tutarak kıyıya çıktım. Oğlum İlker, beni görmüş ve koşarak yanıma gelmişti.
İlk kez bir ahtapot vurmuştum. Hiç ahtapot yememiştik; nasıl pişirileceğini, nasıl yeneceğini bile bilmiyorduk. İlker´le ahtapotun kollarını yüzdük. Bembeyaz ortaya çıkan ahtapotun kollarını doğrayarak, daha önce hazırlanmış hamur bulamacının içine boşaltıp, oradan da tavadaki kızgın yağa atarak-sözüm ona-pişirdik.
Ne var ki, ahtapotun pişen etleri lastik gibiydi, diş kesmiyordu. Yiyemedik, çöpe attık...Becerememiştik.
Sonraki günlerde, kampa bir minibüsle iki İtalyan ailesi geldi. Kamptaki zıpkıncı çocukların, avladıkları bir ahtapotu İtalyanlara sattıklarını görünce, pür dikkat olayı izlemeye koyuldum.
Az sonra İtalyan, kap-kacakları ve aldığı ahtapotuyla çeşme başına geldi. Ben de olayı dikkatle izlemeye koyuldum.
İtalyan, ahtapotun ağzına elini sokup kafasını ters yüz ederek, bir işkembe temizlercesine suyun altında iyice temizledi.
Daha sonra çeşmenin beton lavabosuna ahtapotu vurmaya ve betona sürtmeye başladı. Bununla da yetinmeyip, yanında getirdiği bir tahta çekiçle ahtapotun kollarını dövdü-dövdü. Bu betona vurma, sürtme ve tahta çe-kiçle dövme işlemini birçok kez yaptı.
Şaşırmıştım,"Hellooo!"diyerek ve gülümseyerek İtalyan´a yaklaştım. Dostça bir gülümseme ile o da, "Hello!"dedi. İşaretle becerebildiğim kadar daha sonra ne yapacağını sordum. O da işaretlerle, derisi ve vantuzları soyulmuş ahtapotu tencerede kaynatıp, sonra da spagettinin üstüne koyup yiyeceklerini anlattı. Ve bizim işaretçemizdeki gibi elinin parmaklarını birleştirerek çok güzel bir yemek olacağını anlattı. Böylece ben, hem ahtapotu yemek için yapılacak işlemleri, hem de işaretçenin uluslararası ortak bir dil olduğunu öğrendim.

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

27.04.2024

  • İMSAK 04:33
  • GÜNEŞ 06:07
  • ÖĞLE 13:11
  • İKİNDİ 16:59
  • AKŞAM 20:05
  • YATSI 21:33