Bugün, 16 Nisan 2024 Salı

ÖNDER BALIKÇI


Zeki Müren´in Bandırma´daki büyük aşkı


Radi Dikici´nin, ?Aşkın Kavurduğu Güneş-Zeki Müren? kitabını bir solukta okudum.
Kitap, ?Sanat Güneşi? Zeki Müren´in hiç bilinmeyen yönlerini, ilk kez gün ışığına çıkarıyor. İnatçılığı, kıskançlığı, kindarlığı, cimriliği, vefasızlığı gibi zayıflıklarının yanı sıra, ulaştığı yerde tek olarak kalma isteğiyle yanıp tutuşan, kimi zaman da anlaşılmaz bir gönül zenginliği sergileyip, âşık olduğunda onu sonsuza dek yaşayan bir büyük sanatçı.
Zeki Müren´in, yaşamı boyunca çeşitli sevgilileri olduğu ama tek büyük bir aşk yaşadığı bilinir. Ama bu büyük aşkın Bandırma´da olduğu pek bilinmez.
İşte bu kitapta, Bandırma´nın ismi verilmeden, ?bir kasaba?da yaşayan sevgiliden söz ediliyor.
Zeki Müren´in, 1962 yılında, bu kasabadaki ?Kürşat? isimli büyük aşkı olan subaya ölesiye tutkuyla bağlandığı, İstanbul´daki sahne programı biter bitmez koşarak geldiği anlatılıyor.
BANDIRMA´DA KİRALADIĞI EVE KADIN KILIĞINDA GİRİYORMUŞ
25 yıl Zeki Müren´in yardımcısı olup bu aşkın en büyük tanığı durumundaki Berrin Hanım, kitapta bu aşkı şöyle anlatıyor:
?Bu çok büyük bir aşktı. O Kürşat Bey´i, Kürşat Bey de onu sevdi. Temelde ve başlangıçta platonikti. Geceleri gazinodan çıkınca yağmur çamur demiyorlardı. İki sevgili gibi sabahlara kadar dolaşıp geç saatte eve geliyorlardı. Kürşat Bey o hafta gelememişse Zeki Bey çıldıracak gibi oluyordu. Gece yarısı arabaya binip yola çıkıyor, Kürşat Bey´in birliğinin olduğu kasabaya gidiyorduk. Kaç kez oraya gittik hatırlamıyorum. Sonunda ben orada bir ev kiraladım. Ama evi kiralamak bir sorunu da beraberinde getirmişti: Zeki Bey´in görüldüğünde tanınmaması mümkün değildi. Peki eve nasıl girecekti o zaman? Sonunda çözümü yine kendisi buldu. Siyah kadın çarşafı aldık. Evde ilk defa çarşafı giyip özellikle kırıtarak yürüyerek, ?Ayol benden daha iyi kadın mı olur?´ deyince gülmekten yerlere yattık. O, çarşafı giyip arabanın arkasına geçiyordu. İşin enteresan tarafı, hafta sonunda Kürşat Bey, İstanbul´a gelecekse Zeki Bey adeta deliriyordu. Her dakika saatine bakıyor, ?Bak hâlâ gelmedi, acaba başına bir şey mi geldi, acaba hayatında bir kadın var da beni mi kandırıyor´ diye evde dört dönüyordu. O yıllar benim için de zor geçti. Birçok şeyi idare etmekten çok yoruluyordum. Cumartesi günleri kâbustu. Çünkü söz verdiği halde Kürşat Bey gelmezse onu sahneye çıkarmak bayağı zor oluyordu. Tabii çıkardı. Ama çıkana kadar anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirirdi. 1966 yılıydı zannederim. Kıbrıs olayları vardı galiba. Orduda tüm izinlerin kaldırıldığını duymuştuk. Bu nedenle iki haftadır Kürşat Bey gelemiyordu. Ne zaman geleceğini de bilemiyorduk. İlk iki haftayı zor geçirdik. Ama biliyorduk ki üçüncü hafta da gelemeyecekti. Tam evden çıkıyorduk ki birden Kürşat Bey içeri girdi. Hepimizle kucaklaştı. O asık suratlı Zeki Bey birden gitti. Mutluluktan neşe saçmaya başladı. ?Hayatım nasıl gelebildin?´ diye sordu. Kürşat Bey, elini ağzına götürdü. Sağ üst azı dişinin olması gereken yerdeki boşluğu gösterdi. ?İki haftadır devriye nöbetimiz vardı. Üçüncü hafta gelebilmemin mümkün olmadığını anlayınca, sana o kadar hasret kalmıştım ki, sağlam dişimi çektirip iki günlük rapor aldım ve koşup İstanbul´a geldim´ dedi.
Devamı Yarın

gürcan yayıkçı
19.11.2018 09:16:39
Keyifli ve neşeyle okuduğumuz bu yazının sonunda arkası yarın yazılmış ancak devamı yarın henüz gelmedi.

  • BIST 100

    9679,8%-1,37
  • DOLAR

    32,40% -0,01
  • EURO

    34,42% -0,16
  • GRAM ALTIN

    2481,64% -0,05
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00
  • Salı 27.8 ° / 13.7 ° Güneşli
  • Çarşamba 25.8 ° / 13.4 ° false
  • Perşembe 23.1 ° / 11.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

16.04.2024

  • İMSAK 04:44
  • GÜNEŞ 06:16
  • ÖĞLE 13:09
  • İKİNDİ 16:52
  • AKŞAM 19:52
  • YATSI 21:18