ÖMÜR TÜKENİRKEN

Hepimiz Rabbimiz tarafından bahşedilen bir hayatı yaşıyoruz. Yüce Allah hiç bir hayati değerimiz yokken bizleri yarattı; doğduk, yaşıyoruz ve zamanı bize gizlenmiş bir vakitte öleceğiz.
Öyle ya da böyle akıp giden bir hayat serüvenimiz var. Herkes bir şekilde zorluklarla ve aşılması zor sorunlarla boğuşuyor. Dertsiz tasasız insana rastlamak elbette mümkün değil. Peki insan neden dünyaya gelir ve Yüce Allah bütün bu düzeni neden kurmuştur.
Hayatın koşuşturmacasından sıyrılıp ?niçin yaratıldım? diye sorarsak ve düşünürsek işte o zaman bir şeyler anlam kazanmaya başlayabilir. Bu soruyu kendimize sormamız şart ki, hayat gayemizi bulabilelim. Tabi ki herkesin bu ve benzer sorulara verdiği kendince cevapları vardır. Asıl Rabbimiz bizi ne amaçla yaratmış buna bakalım: ?Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım?(Zariyât,56) ?O (Allah) ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.?(Mülk,2) buyuruyor Kur´an-ı Kerimde.
Değerli okurlar, Allah bize bir hayat lûtfetmiş ve elbette bu hayatta insanı başıboş bırakmamış, insan için belli sınırlar koymuştur. Bir mümin Yüce Allah´ın koyduğu bu sınırları özgürlüğünün kısıtlanması olarak göremez. Varlığını borçlu olduğu Allah´ın dünyada ve ahirette huzura, mutluluğa ulaştıracak ilkeler koyduğunu kabul eder. Ve Yüce Allah´ın rızasını kazanmak istiyorsa kısıtlanmışlık duygusundan kurtulup, severek ve inanarak bu sınırlara riayet eder ki bir mükâfatı hak etsin.
Ebedî hayatımız için bir şeyler yapmak her zaman ana gayemiz olmalıdır. Allah´ın rızası; O´na iman, O´nun bizlere farz kıldığı ibadetleri yapmak ve iyi birer mümin olmaktan geçer. Bilelim ki Allah bizden gücümüzün yetmeyeceği şeyleri yapmamızı da beklemiyor. Eğer dünya çarkına kapılıp, bu hayatı veren Allah´ı hatırlamıyor ve O´nun rızası için çaba sarf etmiyorsak, boşa geçmiş bir hayat sürmüşüz demektir.
Kur´ân-ı Kerim´de koca bir ömrü boşa geçirenlerin ve ölüm anında pişman olanların şöyle diyecekleri anlatılıyor: ?Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında: ?Rabbim! der, beni geri gönder; ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım.´ Hayır! Bu onun ağzından çıkan boş bir laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar süren bir berzah (kabir hayatı) vardır.? (Mü´minûn,99-100) Hayatını boşa geçirenler ellerindeki çok büyük bir fırsatı kaçırmış olacaktır. Ölüm anındaki ve ölümden sonraki pişmanlığın da bir faydası olmayacaktır.
En başta iman sonra beş vakit namaz vb. ibadetler Allah´ın rızasını kazanmaya vesiledir. Yüce Allah kullarının yaptıklarını karşılıksız bırakmaz, her iki âlemde ödüllendirir. Ancak ve ancak Allah´a itaat eder, Peygamberimizin izini takip ederek İslâmın güzel ahlakına sahip olursak kurtuluşumuz mümkündür.
Ayrıca bir mümin insanların kınamasından korkmadan dinin yüklediği sorumlulukları ifa ederek, Allah´ın rızasını hedefleyerek, Kur´an ve sünnet rehberliğinde, ?Beni yaratan, yaşatan, rızıklandıran Rabbim, benim nasıl yaşamamı istiyor´ diye düşünür ve O´nun buyrukları doğrultusunda hareket ederse iki dünya saadetine ulaşabilir.
Günlerin sultanı Cuma gününüz bereketli olsun.