Kim demiş, Anadolu insanı hayâl kuramaz diye. Kim demiş, bu toprak parçasının şiiri azdır diye.
Bizim Anadolu erenleri, efendileri, halkı fazlasıyla yaratıcı. İşte halkın bağrından doğan mâniler, bunun en anlamlı kanıtı...
Yaşanan onca deneyimin ardından bir uyarı:
Gönül verme herkese
Kulak asma her sese
Dünya yalan dünyası
Düşürürler kafese...
Aşka susamış bir delikanlı:
Gel ki görem seni
Sineme saram seni
Eğer aşkın çok ise
Kendime alam seni...
İşte, pişmanlık ve özveriyi yansıtan bir mâni:
Bir haine kul oldum
Yana yana kül oldum
Kuş dili bilmez iken
Şakıdım bülbül oldum...
Dağların arasında bir ilân-ı aşk:
Bahar geldi, yaz güzel
Merhameti az güzel
Ben sana âşık oldum
Defterine yaz güzel
Bir başka halk mânisi de çok çarpıcı:
Ayaküstü duramam
Seni gördüğüm zaman
Sözcüklerin büyüsü vardır. Sözcükler yalan söylemez. Hayâl dünyasının penceresi, sözcüklerle açılır. Vatani görevini yapmak üzere giden bir gencin, Burcu isimli sevdiğine yazdığı şu duvar yazısı aklıma geliyor, hemen:
Mahşerde suçum sorulur mu bilmem Burcu,
Bu dünya senindi, yaşadım gitti
Hayâl kurmak gibi var mı? Hayâllerinizden asla vazgeçmeyin.