MİRAÇ GECESİ

MİRAÇ GECESİ
İçinde bulunduğumuz Recep ayını müstesna kılan özelliklerden birisi de bu ayda vuku bulan isra ve miraç hadisesidir.
Recep ayının 27.gecesi miraç gecesidir. Bu akşam idrak edeceğimiz kandil de bu geceyi anlamak, içerisinde yaşanan olağanüstü hadiseleri kavramak ve bize ulaşan müjdelere şükretmek içindir.
Efendimiz(sav) hicretten bir buçuk yıl kadar önce, her zaman yanında olan, maddi manevi desteğini aldığı sevgili ve vefakâr eşi Hz.Hatice ve müşriklere karşı koruyan kollayan, dedesinin vefatının ardından kendisine inanmadığı halde kol kanat geren amcası Ebu Talip vefat etti. Bu arada Mekkeli müşriklerin baskıları dayanılmaz boyutlara ulaştı. Tebliğ daveti sekteye uğrayacak diye endişeye kapıldı efendimiz(sav). İnsanlar içinde yalnızlığı tadan peygamberimiz için o yıl hüzün yılı oldu.
Yüce Rabbimiz habibini, elçisini desteklediğini göstermek, moral vermek ve ayrıca gücünün kudretinin sınırlarını gösteren ayetlerini müşahede ettirmek üzere peygamberimize olağanüstü bir tecrübe yaşattı.
Bu gece yaşanan hadiseyi ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi isra olayıdır.
İsra, gece yürüyüşü demektir. Peygamberimiz bir gece kâbenin yanında iken, melek Cebrail(as) rehberliğinde burak isimli bir binitle Mekke´den Kudüs´e o günün normal sefer vasıtalarıyla çok uzun zamanda kat edilecek bir mesafeyi birkaç saatte kat etmiştir. Yolculuğun bu kısmı İsra suresi 1.ayetinde açıkça anlatılmaktadır. ?Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed´i) bir gece Mescid-i Haram´dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa´ya götüren Allah´ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.?
Peygamberimiz Kudüs´te, Mescid-i Aksa´da peygamberlerle buluşmuş, onlara namaz kıldırmıştır. Orada peygamberlerin ayak izlerine bastım diyerek önceki peygamberlerle aynı tevhid inancını takip ettiğini anlatmıştır.
Buradan sonra Mescid-i Aksa´dan yücelere yükseliş miraç kelimesiyle ifade edilir. Manevi âlemlerde Yüce Allah´ın mucizelerini temaşa, cennet- cehennemliklerin hallerini görme, her kat semada peygamberlerle diyaloglar ve sidretü-l münteha denilen varlık âleminin son noktasına ulaşma vardır. Tarifini yapmakta zorlandığımız ancak sahih hadislerden yaşandığına inandığımız aklı zorlayan nice harikulâdelikler meydana gelmiştir.
Bu yolculuktan dönünce peygamberimiz yaşadıklarını anlatmış, imanı zayıf bazı yeni Müslüman olanlar dininden dönmüş, müşrikler Efendimizle alay etmişlerdir. Gidip Hz. Ebu Bekir´e senin arkadaşın Muhammed(sav) böyle böyle şeyler söylüyor diyerek peygamberimizin anlattıklarını ona anlatmışlardır. Hz. Ebu Bekir ?bunları size o mu söyledi?´ demiş evet dediklerinde, tarihe geçen, iman ve teslimiyet içeren şu karşılığı vermiş ve ?sıddîk´ unvanını almıştır: ?O söylediyse doğrudur.´
Evet bu gece yaşananlar karşısında bize düşen de iman ve teslimiyettir. İhtilaflı alanlarda oyalanmamaktır. Bize düşen asıl bu geceden ne dersler alınır ve dindarlığımıza katkı sağlayacak neler yapılabilir bunu düşünmektir.
Peygamberimiz(sav) Miraç´tan özellikle üç hediyeyle dönmüştür. Birincisi, beş vakit namaz bu gece faz kılınmıştır. Bu gece yapacağımız en önemli iş namaz konusunda kendimizi hesaba çekmektir.
İkinci hediye Bakara sûresinin son iki ayetidir. Âmenerrasûlü diye bildiğimiz bu ayetler miraçta nazil olmuştur.
Üçüncü ve belki de bu geceyi kutlamak için yetecek bir müjde. Allah´ımıza hamdolsun ki Peygamberimiz(sav), sahih bir İslâm inancıyla inanan ve Allah´a şirk koşmayan kimselerin bağışlanacağını ve ebedi yurdunun cennet olacağını müjdelemiştir.
Bu gece yapılması tavsiye edilen özel bir ibadet yoktur. Allah´ın rızasını kazandıracak her türlü hayırlı amellerle ve gecenin mahiyetine uygun muhasebeyle bu gece geçirilmelidir.
Kandilinizi tebrik ediyor, İslâm ahlâkıyla yücelmeyi Rabbimizden niyaz ediyorum.