Erdek´te turizm mi? Güldürmeyin beni!

Sizlere, Erdek turizminin bugün içinde debelendiği, çırpındığı durumdan bahsedeceğim.
Biliyorsunuz, her yaz sezonu öncesi yerel yöneticiler, ?turizm toplantısı? ismi altında toplantılar düzenler, katılımcıların ilgi göstermediği, boş koltuklara konuşan mikrofon sevdalıları, sözüm ona, ?Erdek turizmi nasıl kalkınır? Eski, parlak günlerine yeniden nasıl dönebilir?? sorularına açıklık getirmeye çalışırlardı.
Bu yıl ise pandemi nedeniyle böyle bir toplantı yapılamadı. Salgın olmasa ve toplantı yapılsa getirisi ne olurdu, o da ayrı bir tartışma konusu.
Pandemi olmasaydı, düzenlenecek ?turizm? konulu toplantıda, eline mikrofonu alan liyakat yoksunları, her zamanki gibi kuru sıkı atacak, iki saat sonra evli evine, köylü köyüne dönecekti! Anlayacağınız, bu yıl, pandemi sayesinde ?Palavra? dinlemekten kurtulduk.
Ayrıca, bu çeşit toplantılarda salonların hep boş kaldığına da çok tanık olmuşumdur.
Örneğin diyelim ki, Erdek yerelinde iktidarda AK Parti var, CHP´liler toplantıya katılmaz. AK Parti iktidardan düşer, iktidara CHP gelir. Turizm toplantısını yapma sırası bu arkadaşlara gelmiştir. Bu kez toplantıya AK Partililer katılmaz.
Böylesine bir siyasi husumetin sürüp gitmesinden ise liyakat ölçüsü dip yapmış, seçmenini konsolide etmekten başka bir amacı olmayan, kendini vazgeçilmez sanan politikacılar kazançlı çıkar. Kaybeden Erdek olur ve olmaya da devam eder. Erdek halkının işini, aşını kaybetmiş olması bunların umurlarında bile değildir.
Bakınız, her iki siyasi grupta yer alan politikacılara, hepsinin tuzlarının kuru olduğu görülecektir. Erdek´te kaç kişi yılbaşı tatilini İspanya, Fransa veya Amerika´da geçirebilir veya her yerel seçim yaklaştığında başkan adaylarıyla kötü olmamak için tatil yapma bahanesiyle soluğu Fransa´da alabilir?
Neyse, tekrar dönelim, Erdek turizminin makus talihine?
Türkiye´de, 1950´li yıllarda turizme açıldığını ezberlediğimiz Erdek, nasıl oldu da 70 yıl sonra turizmini domates ve salatalığa dönüştürdü? Bu menüye biber, peynir, zeytin ve karpuz da eklenebilir!
Akdeniz ve Ege bölgelerindeki bugünün muhteşem turizm yöreleri, o yıllarda birer balıkçı köyleriydi. İstanbul, Ankara ve Eskişehir gibi büyük kentlerde yaşayanlar, ulaşımı yakın tatil yörelerini tercih ediyordu. Dolayısıyla Erdek, bu kentlerde yaşayanlar için ulaşımı çok kolay tatil yöreleri arasında yer alıyordu.
Bizler hep böyle devam edecek sandık, ancak dünün balıkçı kasabaları, tütün tarlalarından, balıkçı kasaba özelliğinden tatil yapılacak bölgelere dönüşmeye başlayınca, Erdek´in ismi adı yavaş yavaş turizm haritalarından da, zihinlerden de silinmeye başladı.
Bu değişimi göremeyerek, biz nelerle uğraştık?
Peşinde koştuğumuz, ?Benim politikacım iyidir, seninki kötüdür? saplantısıyla aç karnına bol bol 7/24 siyaset yaptık. Aynı yanlışı ısrarla yapmayı halen bıkmadan, usanmadan sürdürüyoruz.
Bakınız, size bir arkadaşımın yaşadığı ?Tuvalet? vakasını aktarayım:
?İstanbul´dan, Erdek´e ailesi ile birlikte gelmek için saat 20.00´e bilet alıyor. 5 saatlik bir yolculuk sonrasında çoluk çocuk, Erdek´in minyatür garajına ayak basıyor, ihtiyaç gidermek için ?Tuvalet´ arıyorlar, bulamıyorlar. Bir ümit, çay bahçelerinin bulunduğu alana giderek ihtiyaçlarını gidermek istiyorlar. O da ne! Çay bahçeleri pandemi nedeniyle kapalı, tabii ki tuvaletleri de kapalı, aile isyanda.?
Bir tuvalet sorununu bile çözebilecek yeteneğimizi kaybetmişiz, yazıklar olsun!
Sizlerle bir de yaşanan ?Su? vakasını paylaşmak istiyorum. Sıkı durun, ?Su? vakası da ne mi diyeceksiniz?
Bir vatandaş, İstanbul´dan 5 saat süren otobüs yolculuğu sonrası gecenin bir vaktinde Erdek garajına ayak basıyor. Devamlı kullanmak zorunda olduğu hapını yutacak ancak önce karnını doyurması gerekiyor. Garaj çevresine şöyle bir bakıyor, pandemi nedeniyle tüm işyerleri kapalı. Karnını doyuramıyor, hapını içmekte kullanacak bir bardak ?su´ bile bulamıyor.
Balıkesir Valiliği İl Hıfzıssıhha ve İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararları gereğince ilçemizdeki işyerlerinin açılış ve kapanış saatleri belirtilmiş. Bu yasağa uymayan esnaf, kesilecek cezalardan korkuyor ve işyerini kapatıyor.
Peki, bu kurullarda görev alanlara soruyoruz: İl veya ilçelerden farklı kentlere gidecek vatandaşlar, karşılaşabilecekleri yemek, su, tuvalet vb. ihtiyaçlarını nasıl giderecekler? Kurullar, bu konularda çözüm üretebilmeyi neden düşünmemişler?
Türkiye´deki diğer turizm yöreleri de bizim yaşadıklarımızı mı yaşıyor, bilemiyoruz. Yoksa bu uygulama sadece bize mi özel?
Erdek´i yerelde yönetenlere sesleniyoruz: Sizler, bizim gözümüz, dilimiz, kulağımız olacaksınız. Bizim sorunlarımızı çözmek için hep birlikte el ele verip, yeni göreve başlayan valimiz Hasan Şıldak başta olmak üzere, bölge milletvekillerimize, Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz´a aktarıp çözüm arayacaksınız. İsterseniz duyarsız da kalabilirsiniz.
O zaman ben de Erdek´i çok seven bir basın mensubu olarak, Erdeklilerin sesini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´a, 15 Temmuz darbe girişimini önceden haberdar eden eniştesi, Erdek evladı Ziya İlgen ile ağabeyi Marmarabirlik Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa İlgen´e şöyle seslenirim:
Lütfen, Erdek´in eski günlerindeki gibi ?marka turizm yöresi? durumuna gelebilmesi için çare üretin. Dozere dönüşen ?çaresizliğin´ bizi daha fazla ezmesine son verin!