Baştarafı Sahife 1'de
Geçtiğimiz günlerde, 25. yıl kazıları için Daskyleion`a gelen kazı ekibi başkanı Doç. Dr. Kaan İren`i ziyaret ederek, dönem kazıları hakkında bilgi aldım. İren, bu arada, kazı evi bahçesinde kesilen ağaçlar konusunda büyük üzüntü duyduğunu dile getirirken, bu ağaç katliamının, yargı aşamasında olduğuna dikkati çekerken, görev yaptığı Muğla Üniversitesi`nden, ağaçsız kalan bu bölgeye dikmek üzere 93 fidan getirdiklerini açıkladı. Gerçekten duygulandım. Bir yanda, köyündeki ağaçlara sahip çıkmaktan aciz bir köy muhtarlığı, diğer yandan ise 700 kilometre uzaklıktaki Muğla`dan, 93 fidan getirme duyarlılığını gösteren Daskyleion kazı ekibinin alkışlanacak tutumu.
BANDIRMA MÜZESİ`NİN ANLAŞILMAZ TUTUMU
Doç. Dr. Kaan İren, görüşmemizde bir başka önemli konunun altını çizerken, Daskyleion ve yöresinde yüzlerce tümülüsün(anıt mezar), yıllardır soyulduğunu, tüm tümülüslerin de kaçakçılar tarafından soyulma tehdidi altında bulunduğunu vurgularken, Bandırma Müzesi yetkililerinin ise bu konudaki duyarsızlığından söz ediyor. "Daskyleion`daki evleri, yolları, cadde ve sokakları, yaşam biçimini ortaya koyarken, tümülüsleri de açarak, bu yaşam biçiminin ortaya çıkmasına katkı sağlamamız son derece doğal olmalı. Ancak müze yetkilileri, bu işi kendileri yapabileceklerini öne sürerek, yolumuzu kesiyorlar. Bu nedenle de, tümülüslerin içindeki o muhteşem veriler, avucumuzun arasından akarak, tarihin sonsuzluğunda kaybolup gidiyor" diyor. Haklı mı, haklı! Çünkü, Daskyleion`un arkeolojik tarihi, o bölgede bulunan tümülüslerden kopuk olarak incelenemez. Bandırma Müzesi yetkilileri, artık bu konudaki inadı bırakarak, Doç. Dr. Kaan İren`in bu konuda da çalışmalar gerçekleştirmesinin önünü açmalı.