Bir Bacasızdır Gidiyor!

Merhaba Sevgili okurlar… Bu benim ilk köşe yazım. Değerli büyüklerimin ısrarı ve kendimi de hazır hissetmemden dolayı bundan böyle siz okurlarla yöremiz ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım.
İlk köşe yazımın konusu “BACASIZ SANAYİ” olarak isimlendirilen turizm olacak.
Peki ilçe halkı olarak niye “BACALI ve FİLTRELİ SANAYİYE” bu kadar olumsuz öngörülüyüz?
İlk köşe yazımda siz sevgili okurların ve turizmcilerin tepkisi ile karşılaşmak istemezdim ancak artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü gelecekte bu ilçede yaşayacak olanlar bizleriz…
İlçemizde geçim kaynağı olarak 3 sektör öne çıkıyor. Turizm, zeytincilik ve balıkçılık..
Sevgili okurlar; şimdi ben sizlere soruyorum. İlçe halkı olarak bu üç sektör arasından hangisinden memnunuz?
Balıkçı derseniz hep zorda. Kimi zaman tekne ve gırgırlarına aldıkları mazot parasını çıkaramadan denizden geri dönüyorlar. Ancak geçtiğimiz yıllarda, trol balıkçılığı önlemek ve deniz populasyonunu çoğaltmak amacıyla denize atılan, yapay resiflerden olsa gerek bu sene balıkçı biraz daha rahat nefes alıyor.
Alıyor almasına da ancak yine kimse tatmin değil. Çünkü istikrar yok. Bu sene balık var, seneye yok. Geçen yılın balığı bu yıl yok gibi.
Zeytinci derseniz, her yıl muammada. İlçemizin en büyük gelir kaynaklarından biri olan zeytinci müstahsilin % 50’si hava muhalefetleri ve tarımsal ilaçlama hataları ve eksiklerinden dolayı şikayetçi. Baktığınızda % 60’ların üzerinde hiçbir sene zeytinden memnun olan müstahsil göremezsiniz.
Peki…. Gelelim konunun özüne..
“BACASIZ SANAYİ” Turizm!
Sevgili okurlar… Ben ilçe halkının hemen hemen hepsinin bildiği üzere henüz 23 yaşında, hayatımın henüz başında, çoğu okurumun belki çocuğu belki de torunu yaşındayım. Araştırarak, öğrenerek, sorarak bildiğim kadarıyla 1994 – 1995 yıllarına kadar Erdek’te turizm gerçekten de geçim kaynaklarının arasında bir numaraymış.
Peki bana sorarsanız sen en son hangi tarihe kadar geçim kaynakları arasında turizmi ilk sırada hatırlıyorsun diye? İşte…. Orada benim konuşma ve hatta yazma hakkım konusunda bana ve Erdek’in tüm gençlerine söz hakkı doğduğunu hatırlatırım.
1991 doğumluyum. İlçemizde turizm 1995’te ben 4 yaşındayken bitmiş. Yani ben kendimi bildim bileli bu ilçede turizm yok. Herkes sezonun kısalığından ve yabancı turistin olmayışından şikayetçi. 1991 yılında doğduğum ve 15 yaşından beri kendimi bildiğimi düşünürsek, 2006 yılından beri yaşadığımız ilçe olan Erdek’te “BACASIZ SANAYİ” Turizm olarak isimlendirilen sektörün canlılığını göremedim. Göremedim de laf mı? Bundan sonrada görebileceğimi düşünmüyorum. Neden? Bu sorunun cevaplarını siz sevgili okurlar ile ileriki günlerde paylaşacağım.
Bugün hangi turizmci gelirinden memnun? Bugün hangi turizmci yatırımından memnun?
Peki sevgili okurlar biz ilçe bu kadar memnuniyetsizliklerin arasında ve yapamadığımız beceremediğimiz “BACASIZ SANAYİ” konusunda niçin bu kadar ısrarcıyız?
Bu ilçe vatandaşları ve bu ilçede yaşayan gençler garibanlığa ve işsizliğe itilmek zorunda mı?
Ben bu köşeden Erdek gençliğinin sesi olarak; bütün siyasilere, kamu kurum ve kuruluşlarına ve büyüklerime sesleniyorum. Bırakın artık bu ilçede turizmden gelir elde edilecek palavralarınızı. Bizler sizler gibi düşünmüyoruz. Çünkü bizler sizin yaşadığınız turizmin ilk başlangıç yeri olarak kabul ettiği Erdek’te yaşamadık, büyümedik. Ve ben artık turizm sektörü ile geçimini sağlayan büyüklerim ve “BACASIZ SANAYİ” lafını diline dolayanlar ile aynı fikirde değilim. Erdek’in turizm işletmecisinden tutun esnafıyla, siyasisinden tutun, bürokratına kadar, hiçbiriyle bu kafa yapısı ile turizmden beklenilen payı alabileceğini sanmıyorum.
O zaman Erdek’in tek bir kurtuluş reçetesi kalıyor sevgili okurlar. “BACALI ve FİLTRELİ SANAYİ”.
Bu ilk köşe yazımda yöremiz için bu kadar önemli bir konuyu işlemek benim için gerçekten de zor bir görevdi. Ancak bana isterse kızılsın, isterse “hadi canım sen ne bilirsin” denilsin ancak ben Erdek için en doğru olanı yazdığıma inanıyorum…