Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Hilmi ÇETİN


ALLAH´IN YARDIMI NASIL GELİR?

Her kaybedişimizde ve buhranımızda bir kurtarıcı, ?ebabil kuşları´ hasreti ve Allah´ın yardımı aklımıza gelir.


Her kaybedişimizde ve buhranımızda bir kurtarıcı, ?ebabil kuşları´ hasreti ve Allah´ın yardımı aklımıza gelir.
Yapılan onca dualara ve yükselen âminlere, seccadesinde gözyaşı döküp yalvarıp-yakaran müminlere rağmen Allah´ın yardımı neden gelmiyor? Birliğe, güce, refaha ve şerefli bir konuma niçin ulaşamıyoruz. Yüce Allah dualarımıza mı cevap vermiyor? Biliyoruz ki Yüce Allah samimiyetle yapılan duaları geri çevirmez. Rahmeti ve yardımı hep müminlerle beraberdir. Ancak öyle anlaşılıyor ki Allah´ın yardımını beklerken bizim ihmal ettiğimiz şeyler var, eksikliklerimiz var.
Eksiklik ?sünnetüllah´ dediğimiz Allah´ın kâinata koyduğu kanunları es geçmekte. Eksiklik tevekkül anlayışımızda. Eksiklik sözlü dualardan önce fiilî duaları ihmalimizdedir.
İşte bu noktada tevekkül nedir, esasları nelerdir ve gözden kaçırdığımız sorumluluklarımız var mı?
Kıymetli okurlar, tevekkül: her hususta Allah´a güvenmek, dayanmak, teslim olmak, elinden gelen tüm imkânlara sarıldıktan sonra işini Allah´a havale etmek demektir. Gerçek tevekkül anlayışında işi kuralına uygun yapmak, çalışmak, sabretmek ve sonuç için Allah´tan yardım istemek ve Allah´a îtimat etmek vardır.
Tevekkül, mümine güç verir. Tevekkül, teslimiyettir. Tevekkül, gerçek güç ve kudret sahibinin Allah olduğunu kabul etmektir. Tevekkül miskinlik ve vurdumduymazlık hiç değildir. Tevekkülde başarıyı Allah´ın yardımı olmaksızın sadece çalışmamıza bağlı görmek de yanlıştır. İnsan yaptığı işlerde tek karar ve irade mercii değildir. Belki bu nedenlerle İmam-ı Azam Ebu Hanife, imanla tevekkül arasında bağ kurmuştur.
?Allah´a tevekkül edene Allah yeter??(Talak,3) ve ?Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah´a) tevekkül et? diyen Yüce Rabbimizden başka dayanak, sığınak kim vardır ve kimden yardım istenebilir.
Peygamberimizin hicret öncesi ve hicret esnasında aldığı önlemler tevekküle örnektir. Üzerine düşeni yaptıktan sonra müşriklere yakalanma endişesi kaplayınca, Peygamberimizin Hz. Ebu Bekir´e: ?Üzülme, Allah bizimle beraberdir.? deyişini her vesile ile hatırlıyoruz. Peki bizim bu sözü söyleyebilmemiz için gerçek bir tevekkül anlayışına ihtiyacımız yok mu? İçinde bulunduğumuz hâl ve tavırlarda iken Allah bizimle beraber midir? Beraber olur mu?
Yine Bedir savaşında da tam bir inançla ve kararlılıkla savaşa çıkılmış; Allah´ın yardımı ancak ondan sonra gelmiştir. Çünkü Yüce Allah: ?Siz benim dinime yardım ederseniz ben de size yardım ederim ve ayaklarınızı sabit tutarım.´ buyuruyor. Var mı tam bir kararlılıkla ve şartların gerektirdiği bütün araçlarla cihad eden? Gündemimizde Allah için gayret sarf etmek var mı? Endişemiz O mu? O´nun rızası mı?
Bu bağlamda İslâm âleminin ve içinde bulunduğumuz dar boğazların çıkışı için bakınız yaptıklarımız neler? Samimiyetten uzak ateşli konuşmalar, edebiyat kokan hitaplar ve nutuklar, lanet okumalar, teraziye konulsa bir gram gelmeyecek kuru öneriler ve temenniler? Allah´ın yardımının gelmesi için bunlar yeterli mi? Elbette değil.
Elimizden gelen her şeyi yapmadan, ilmimizle, nefesimizle, paramızla ve gücümüzle mücadele etmeden Allah´ın yardımını beklemek beyhûdedir.
Mehmet Akif Ersoy Merhum ne güzel demiş:
Allah´a dayan sa´ye sarıl, hikmete râm ol.
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

  • BIST 100

    9938,07%2,28
  • DOLAR

    32,46% -0,07
  • EURO

    34,72% -0,69
  • GRAM ALTIN

    2439,90% 0,16
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Cuma 20.9 ° / 10.4 ° Güneşli
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

26.04.2024

  • İMSAK 04:35
  • GÜNEŞ 06:08
  • ÖĞLE 13:11
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:04
  • YATSI 21:31