Adalet Bakanlığı`nın insan hakları reform paketi olarak hazırladığı, AİHM`in ihlal kararlarını azaltmayı hedefleyen, terör propagandası suçuna "şiddet kriterleri getirip kapsamını daralttığı için bu suçtan tutuklu KCK`lılar, gazeteciler ve üniversite öğrencilerine tahliye yolunu açacağı öne sürülen 4. yargı paketi nihayet TBMM komisyonuna geldi.
Muhalefetten eleştiri bombardımanı
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, "Açık ve yakın tehlike" tabirinin AİHM kararlarında kabul edilmediğini, Terörle Mücadele Kanunu`nun tümüyle kaldırılması gerektiğini savunan Türmen, Avrupa Komisyonu raporlarında ifade özgürlüğü için yasal değişikliklerin yetmediğine, Başbakan`ın gazete patronlarına ve gazetecilere dönük gözdağının da sona ermesi gerektiğinin belirtildiğine işaret etti.
AK Parti suçun tarifini yapsın
MHP Milletvekili Celal Adan, Cumhuriyet tarihindeki en akıllı operasyonun KCK operasyonu olduğunu savundu.
Öcalan yeniden yargılanacak mı?
Tasarının en çok tartışılan bir diğer maddesi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde bekleyen 221 dosyaya yeniden yargılanma imkanı sağlayan 17. madde oldu. Daha önce Öcalan`ın yeniden yargılanmasının yolunu kapatmak için Ceza Muhakemesi Kanunu`nda (CMK) getirilen "4 Şubat 2003 tarihli" istisnayı kaldıran bu madde tartışmalara neden oldu.
Bakan Ergin, teminat verdi
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Öcalan`ın geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne (AİHM) başvurduğunu, bu dosyanın da bir daha açılmamak üzere kapandığını vurgulayarak,"Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de bunu yazılı olarak teyit etmiş ve Türkiye`ye bildirmiştir bu konuda tereddüt yok" dedi.
Ergin, 4. yargı paketinin geçici maddesiyle getirilen geçici düzenlemenin Abdullah Öcalan`a yeniden yargılama yolunu açmadığını belirterek, "Bu tasarı AİHM kararlarına uyum amacıyla hazırlanmıştır, altında başka bir şey aranmasın" dedi.
Gazeteci Nedim Şener açıklaması
Gazeteci Nedim Şener`de, köşesinde konuyu şöyle özetledi:
Gazetecinin `İhaleye fesat katan` kadar değeri yok
Kimler neler söylemedi ki `4. Yargı Paketi` için... Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Paketin amacı bu ülkeyi bu sıkıntıdan kurtarmak, Türkiye`de ifade özgürlüğünün, Türkiye`de düşünce özgürlüğünün önünü açmak" dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, binlerce kilometre uzaktan, Almanya`dan müjdeledi: "Tutuklu gazeteciler çıkacak" Paketin adı bile kulağa hoş geliyordu; "İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Kanun Tasarısı" Halen cezaevinde tutuklu bulunan 68 gazeteci özgürlüğüne kavuşmayı bekliyordu. Ama hepsi boş çıktı. Paketten gazetecilere özgürlük değil, yasa tasarısına eklenen bir madde ile "ihaleye fesat karıştırma" suçundan ceza alanlara indirim çıktı. Öneri CHP`lilerden geldi. AK Partililer destekledi: Kamu kurum veya kuruluşlarının yaptığı ihalelere fesat karıştıran kişiye verilen 5 yıldan 12 yıla kadar olan hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla indirilecek. İhale sonucunda zarar meydana gelmişse ceza yarı oranında artırılacak, zarar doğmamışsa ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olacak. Cezalarda indirim getiren önergenin sahipleri, "Mevcut yasada suçun cezası çok ağırdı" diye savunma yaptı. Peki tek suçu kitap yazmak, haber yazmak olan gazetecilerin `terörist` diye suçlanması ve yıllarca tutuklu kalmaları ağır ceza değil mi? Neden bu önerge sahiplerini aklına gazetecilere özgürlük getirecek yasal düzenlemelerle ilgili önerge vermek gelmiyor. Paket propaganda suçunda "Şiddete teşvik etme" şartı getiriyor, evet kırıntı sayılabilecek bazı değişiklikler getiriyor ama tutuklu hiçbir gazeteciye özgürlük sağlamıyor. Eminim; `4. Yargı Paketi` ileride ihale yolsuzluğu yapanların cezasını düşüren paket olarak anılacaktır. Ve bu paket göstermiştir ki; siyasetçilerin gözünde tutuklu gazetecilerin ihaleye fesat karıştıranlar kadar değeri yok ve asla olmayacak. "Herhalde..." dediğinizi duyar gibiyim...
